GÜZ YANGINI ROMANI üzerine notlar

BİR GÜZ SANCISI ”GÜZ YANGINI”

Güz Yangını.Zekeriya Çavuşoğlu’nun yayınlanmaya hazır romanı. Tam iki yıldır peşinde ol­duğum, okumak için sabırsızlandığım romanı.

Güz Yangını - RomanSabırsızlığım biraz da meraktan kaynaklanı­yordu; ömrü şiirle,öyküyle geçen Çavuşoğlu’nun romanını okumak benim için ilginç bir dene­yim olacaktı kuşkusuz,üstelik çevremde en az on beş kişi okumuştu ama ben hala okuyama­mıştım Güz Yangını’nı. Çatlıyordum. Onca küsmelerime, dırdırlarıma aldırmadan bu huysuz adam, tam iki yıl peşinden sürükledi beni. Nihayet 3 Temmuz günü hiç beklemediğim bir anda, pat diye ”Al bunu oku ve on gün sonra bana geri getir. Özetini istiyorum,ayrıca sözlü yapacağım. Beceremezsen Eylül’e kalırsın, valla geçirmem. ” deyince iki yılın verdiği merak duy­gusu bir anda değişti. Boynuna atlayıp sarılacak halim yoktu, sonuçta bir roman ve ben nicele­rini okumuştum, öyle iki yıldır çok da merak ettiğim yoktu hani(!) ”Tamam sorun değil okuruz bir ara, dyoğunum bu günlerde.” demeyi çok isterdim, gıcıklık olsun diye. Diyemedim… Bir an önce eve gidip okumaya can atıyordum.

Güz Yangını…Son yıllarda okuduğum iyi romanlardan biri. Beklediğime değdi diyebileceğim bir roman. Türk Edebiyatı iyi bir roman kazandı bana göre. Sade bir dille yazılmış sürükleyici bir dönemsel roman. Çavuşoğlu romanının kahramanı Hüseyin Serhat’ı ilk gençlik yıllarından alıp ellili yaşlara doğru oldukça sürükleyici ve bir o kadar da etkileyici uzun bir yolculuğa çıkarıyor. Bu uzun yolculuk esnasında Hüseyin Serhat’ın yaşadıklarını ilgiyle izliyorsu­nuz. İzliyorsunuz dedim,romanı okurken kendinizi bir sinema koltuğunda beyaz perdede ha­rika bir film izlerken buluyorsunuz. Çavuşoğlu,hiç dolambaçlı yollara sapmadan direk yüreği­nize hitap ederek harika görüntüler yerleştiriyor belleğinize. ”Rüzgar Gibi Geçti”, ” Paris’te Son Tango”, ”Doktor Jivago” gibi aşk kokan,ihtiras kokan,özlem kokan bir film izler gibi oluyor­sunuz.  Ömrünü hayalindeki kadını bulmaya adamış tutkulu,ihtiraslı ve bir o kadar da inatçı bir adamın, Hüseyin Serhat’in yaşamından kesitler sunuyor Çavuşoğlu.Hüseyin Serhat’in bu ilginç serüvenini izlerken kimi yerde eğleniyor,kimi yerde hüzünleniyoruz. Bir iç savaş gibi onun bu yaşadıkları. Bazen haklı, bazen de acımasız bir iç savaş. On beş yıl süren ilk ve en acı dene­yim…

Sonrasında süregiden kısa ömürlü deneysel ilişkiler. Nihayet varılan son durakta huzura eriş mi ?.. Bunun adına Güz Yangını diyoruz. Tam da güzün ortasında bulunan kutsal hazine gibi… Aşka adanılmış bir yaşam… Hüseyin Serhat ömrünün güzüne kadar beklemeliydi bu adanılan yolculuğun sonundaki deniz fenerini. Buluyor mu?.. Beklediğine değiyor mu?..

Çavuşoğlu’nun Güz Yangını için ne kadar uzunca bir zamandır sancılar çektiğinin yakın ta­nıklarından biriyim. Çok titizlendi. Çok özen gösterdi. Onlarca güçlü kalemlere, bilirkişilere okuttu romanını. Fikirler aldı, yeni fikirler üretti ve belki de yüzlerce değişiklikler yaptı. Güz Yangını bir anlamda da ”Güz Sancısı”oldu Çavuşoğlu için. Sonunda tam dört yüz kırk beş sayfadan oluşan bir roman çıktı ortaya.

Ve final…Boşuna beklemeyin filmin sonunu kitap piyasaya çıktığında alır okursunuz! Ancak şunu söylemeden duramayacağım,çok etkileyici ve bir o kadar da duygu dolu bir son bekliyor hepinizi.Benzer duyguyu,yıllar önce izlediğim ”Babam ve Oğlum” filminde de yaşamış­tım. Sinemadan gözü yaşlı çıkmıştık eşimle… Güz Yangını’ından da öyle çıktım. Umarım bizim huysuz adam finali değiştirmez, vallahi küserim…Yüreğine sağlık Çavuşoğlu. Yolun açık olsun Güz Yangını…

Salih Temiz

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu