GÖK KAPAMIŞ YÜZÜNÜ
gök kapamış yüzünü, nicedir ağlıyor bak
gül pembe yanağında, iki damla yaş gördüm
salkım saçak bulutun, saçlarını ben ördüm
yıkılmış bir umudun, gönlünü dağlıyor bak
bir kadehe koydular, yangınların özünü
aşk kör etmiş gözünü, ateşten yüreklerin
kan revandır bulutlar, yanarken derin derin
çığlıklar arasından, gördük aşkın yüzünü
sarılınca yokluğun özlemli dallarına
günler zifir gecedir, her gece başka zulüm
kurumuş yaprak gibi, dal yanar çöker ölüm
salarlar gönlü aşkın, çileli yollarına
yıldızları topladık, pay ettik bin ateşte
çile çile dokuduk, dertleri birer birer
pervanesin dönersin, emekler boşa gider
aşıkın yangını yok, gökteki bin güneşte
özlemin gözyaşını, toprak olsa silemez
ıslatır mendilini, gözlerde okyanuslar
peygambere el veren, o sabırlı yunuslar
her çileyi bilir de, bir tek bunu bilemez
ayrılıktan korkanın, yüreği pâk olur mu
ferhat’ın çilesinde, bir ulu âlem gizli
galib’in yüreğinde, özlemler sizli bizli
Mevlânâ yanar onda, tene tutsak olur mu
kalemin ehli olan, aşığı çölde bulur
gönül gezginidir o, kâh burda kâh ordadır
şirin’in bahçesinde, yanar yanar, kordadır
katlanır dikenine, kendini gülde bulur