ELEŞTİRİ ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ

Birilerine eleş­tiriler yöneltmede üzerimize yok. Hep üretmek­tense eleştirmeyi yeğliyoruz. Bu arada da olan, bir şeyler üretme uğraşıyla çabala­yanlara oluyor. Bin bir emekle, göz nuru döke­rek, güzel zama­nını böyle­sine çi­leli bir uğraşıya kur­ban vere­rek; alınterinin temizliği, yüreğinin güzelliğiy­le yep­yeni yaratımlar için uğraş ve­ren; o, çokluk içinde azlık olan insan­lar hırpalanıp gidiyor. Onlara sahip çıkmaktansa, temel­siz eleşti­rilerle eritip, kendimize ben­zetmeyi yeğliyo­ruz.

Halbuki çokluk içinde az olmak, hem de üreten, güzelleştiren, yönlen­diren, değiştiren bir azlık ol­mak, be­ğenilecek, önemse­necek bir ayrıcalık değil midir?

 

Yaşamı boyunca iki sözcüğü bir araya getirip bir tek cümle kurmak için uğraş vermeyenler, içki ya da okey masalarında o güzelim emek ürünlerini nasıl da yerden yere vu­rurlar. Ga­ripçe bir zevkle, sadistçe bir is­tekle… Ama değil mi ki okuyucu on­lardır, suskunca dinlenir­ler. Kimi yanıtı hak eder, hak etti­ğini alır, kimi suskunluğumuza bile değ­mez.

Senelere sığmayan birikim ve uğraşıların bu sessiz ürünleri, çileli, güç ve en­gelli nice yollar­dan geçerek ula­şır okuyucula­rına. Kimi okuyucu ger­çekten de emek ve dikkat harcayarak girer sanatçının o gi­zemli dünyasına. Çilesini de, zevkini de birlikte yaşar­lar. Ne güzeldir böylesi… Ama çoğun­luk hop­laya zıplaya dolaşır sayfalar arasında. Amaç akılda birkaç sözcü­ğün kalmasıdır. Okudu­ğunu kanıtla­yacak ya… Bunlar daha sonra yüreğe salınacak eleştiri oklarının zehirli uç­ları olacak­tır. On­lar sa­yesinde kendi üretimsiz tembelli­ğinden ya da yete­neksiz­liğinden sıyrılabileceğini, dü­şük kültür düze­yini perde­leyebile­ce­ğim sanır. Baş­kalarını çamura bula­makla düzeysizli­ğini yok edip mutlu olmaya çalışır.

 

Hiç unutmam, “Anadolu Desta­nı” adlı şiir kitabım üzerinde tam dört yıl uğraş vermiştim. Konuyla il­gili yüzlerce kitap, belge geçmişti elimden. Daha doğrusu üniversite ya­şamımda bile onca kitapla haşır neşir olmamıştım. Konu oldukça ge­nişti. Tüm Türk tarihi, Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı, derken seneler geçmişti. Destan kültürü, Türk ve yabancı destan­lar, ulusumuzu bir arada tutan kül­türel düşünüş sis­temi ve uzun şiirim… Gerçek­ten çok güzel bir çalış­maydı. Şiir kitabımı inceleyen bir tarih öğretme­ni o çok önemli eleştirile­rini sadece tek bir cümlede özetlemişti: “Dostum sağ göste­rip, sol vurmuşsun!…” Ne güzel değil mi? Dünyanın en güçlü devletlerine, en yenilmez ordularına karşı verilen o benzersiz direni­şin destanını (Çanakkale ve Ulusal Kur­tuluş Savaşımız) anlatan ve dört yılı­mı harcayıp ka­leme aldığım o koca şi­ir ki­tabı nasıl da önemli bir eleştirel bakışla değerlendirilmişti (!) Halâ Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın ve Çanak­kale Sa­vaşı’nın sağ ya da sol görüş­lerle ne gibi bir ilgisi olduğunu anla­yamadım.

“Öküzün altında buzağı arama”  ve yapılanı kü­çültme an­lamlı bu eleş­tirilere önceleri çok kırılır, günlerce üzülmekten ken­dimi alamazdım. Za­manla pişip olgunlaştıkça artık böy­lesine sığ ve düzeysiz eleştirilere gü­lüp geçme alışkanlı­ğını da ka­zanmış oldum. Çünkü kimse balın değerini arı kadar bile­mezdi… Bin çiçek­ten bir parmak bal yapmak çileli ve güç bir iştir. Çi­leyi çeken, çileyle, emekle ve alınteriyle yoğrulmuş gü­zelliklerin değerini daha iyi anlar, daha iyi de­ğerlendirir.

Üretmek, üretebilecek düzeye ula­şabilmek kadar, yüksek bir beğeniye sahip olmak da, güç bir iştir. Beğeni­nin de bir dü­zeyi, temelinde kültürel bir biri­kimi gerektireni vardır. Sanata ilgisiz birine sanat eserini beğendir­mek zordur. Kişi doğal ola­rak an­laya­madığı şeylere ilgi göstermez. Beğeni biraz da ilgi yoğunlu­ğun­dan gelir.

Duvarcı ustası için duvarın kalite­si, iç donanımını yapan için de o işle ilgili yapılanlar önem­lidir. Bah­çeyi düzenlemek, çi­çekleri seçmek, topra­ğı yemyeşil ağaçlarla bezeyip güzel­leştir­mek de ayrı bir zevk işidir.

Kimi ağacı yakıp yok etmekten, ki­mi yeşil bir dünya ortasında rengâ­renk çi­çeklerle süslü güzelliklerle iç içe olmaktan tat alır.

Bu iki tip insanın beğenilerini na­sıl aynı tutabiliriz?

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu