AMASYA
“KANSIZ, CANSIZ İHSANLARA
İLÂHİ RUHLARINDAN
ATEŞ, KAN VE CAN AŞLADILAR,
DİRAYET, GÜÇ, KUVVET…
YENİ BİR AŞKLA
YARINLARA KOŞTULAR.”
Aşımızı paylaştı bizimle,
Onunla dimdikti başımız.
“Dağ başını duman almış !..”
Karaların ötesinde bir ışık,
Adımlarımız kilitlenmiş toprağa.
Padişah İstanbul’da düşman elinde,
Vatan elden gitmekte,
ÇARESİZLER SAPLANINCA BATAĞA.
Aşımızı paylaştı bizimle.
hallaştık
helâllaştık
Onunla dimdikti başımız.
Yeşilırmak boyu
çiçek çiçek,
yeşil yeşil,
al al umutlar
Onunla meltem oldu
KURUDU GÖZYAŞIMIZ
Havza’dan ötesi Pontus diyesi…
Sivas’tan beri Ermeni…
El ağzı torba değil ki Paşam büzesin !..
Bir sıvadık mı kolu tamam !..
Giyindik mi baştan ayağa yiğit urbasını,
Yaparız kavganın en hasmı !..
Dağ başından duman arınır
biz girince meydana,
ölüme güler gözlerimiz..
Emret Paşam
sesimizden
yer, gök, su inlesin !..
İnlesin de bütün vatan inlesin !..
Kavlimizi kahpe dünya dinlesin !..
Sabır
nakış nakış işlenmiş yüreğimize,
Ferhat’ın dağla savaşını dinledik
yüzyıllar boyu…
Çileye gül derdik günlerce.
Bağrı oyuk kayalar şahit azmimize.
Yeşilırmak’çasına serin gönlümüz.
Vurgunuz bu çorak toprağa derinden.
Bu toprak uğruna kavgamız,
bu toprak için dünyayı
OYNATIRIZ YERİNDEN !..
“Amasya’da doğan güneşin ışığını gönüllerde hissedersiniz. Gönüller bir olmuş bu ateşe can vermektedir. Amasya’yı baştan başa görülmeyen bir alev sarmıştır. Yeniden doğuşun sevincini yaşarlar. Haîlaşır, helallaşırlar. Giyinirler bir bir yiğit urbasını. Kendilerini bulurlar. Eski kişiliklerini yeniden keşfederler, Köroğlular susmaz. Dadallar boyun eğmez… Bu toprağın hamuru bağımsızlık uğruna dökülen şehit kanlan ile yoğrulmuştur..
Bu toprağın insanı düşman boyun eğmez”