AKDENİZ’DİR İLERİ

Akdeniz’in üstünde
usul usul ak bulutlar kaynar.
İzmir Körfezi mahşer,
alev alev yanar.
Coşkunca atıldık ileri !..
İnönü,
Sakarya, Dumlupanır !..
Nal seslerimizde zaman,
O, ilk yurttan kalan altın bir ışık gibi
parlayarak alnımızda
“Geldim.” diyordu.
“Varım Hâlâ !..

TARİH GÜLEREK BAKIYORDU KIRILAN SON PRANGAYA !..
“BEN TÜRK’ÜM,
NİCE SIRATLARDAN GEÇMİŞ BU AYAK.
NİCE YAĞMUR, SEL GÖRMÜŞ,
NİCE FIRTINALAR ATLATMIŞIM.
BEN TÜRK’ÜM.
NE ZAMAN DARDA KALMIŞ,
NE ZAMAN BUNALMIŞIM
TARİHİ BEN YAZMIŞIM.

Evet. Savaş; kan ve barut, acı ve yokluk demektir. Savaşı yeniden yaşamak, bu cehennemi çemberi yeniden kırmak; ölümle bir sınav, gerçeğe ulaşan güç bîr yol katetmektir.

Çekilen acıların her biri gönüllere nakşedilmeli ki, ateşle yoğrulmuş bu deneyin sonucunu yeniden yaşamasın dünya. Edinilen bu deneyimleri bütün insanlık öğrensin ki barışa giden yollan savaş cehenneminden geçirmek zorunda kalmayalım.

Güç yollardan geçtik. Uzun, dik ve zahmetli. Çakıl, kum ve dikenlerle ayaklarımız yaralandı.
Yüreklerimiz kan ağladı. Gözlerimizin yaşı kurumadı.

Savaşı en acı yönleriyle yaşayan bir ulus olarak, barışın korunmasında en büyük görev yine bizlere düşmektedir.

Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünyada Barış” sözü yarınımızı aydınlatan bir ilke olmalıdır. Birlik, beraberlik içinde güçlü ve mutlu bir Türkiye ise barış ve kardeşliğin en büyük güvencesi olacaktır.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu