VATAN TAŞ, TOPRAK DEĞİL, VATAN ŞEREFTİR…

“Dizlerinin üstüne çömeldi, İlâhi bir dua’daymış gibi, alnı secde edip toprağa, Avuçlayıp bırakmamacasına, “VATAN SAĞ OLSUN !..” dedi. Düşmana atılan kurşun kesilmemişti. “SUSMASIN !..” dedi. Torj sesleri geliyordu uzaktan, “GÜLÜMSEDİ.”

“TİFÜS, DİZANTERİ, SITMA VE SAİR SALGIN HASTALIKLARIN YAYILDIĞI TOPRAKLAR..,
YÜZLERCE ÖLÜNÜN TOPRAKLAR ÜSTÜNDE ÇÜRÜDÜĞÜ SAVAŞ ALANI…
CESETLERDEN ÖTÜRÜ AÇIK BİR MEZARLIK GİBİ KOKAN SEDDÜL BATIK..
TÜM GELİBOLU YARIMADASININ HAVASINI KAPLAYAN İĞRENÇ VE AĞIR KOKULAR…”

“YURTLARININ KIYMETİNİ BİLMEYEN HER BİRİSİ BİR KÖTÜYE KUL OLUR.”
(DADALOĞLU
)

Süngü parıltıları bütün ufku kapladı
Derken kıpırdamşlar bomba gibi patladı.

Yürüdü sayısızca er, inlemekte yer, gök, su
Alçıtepe yönünde topların uğultusu.

İnsanlar kan içinde yuvarlanıp düşüyor.
Hatlar bozulup tekrar yeni biçim buluyor.

Sol kanatlar direnir, ne sağ kanat geriler.
Göz açıp kapayınca ölüyle dolmuş yerler.

Kabaran dalgalarla akıp geçmekte bu sel
Parçalanan kafa, kol, aşılan dikenli tel.

İnleyen, nara atan, koşuşup bağıranlar
Mehmetçik’e baş eğdi sahile doluşanlar.

“TEMMUZ AYI BAŞIMDA İNGİLİZLER 400 METRELİK BİR ARAZİ PARÇASINI 17 000 ZAYİATLA ELE GEÇİRMİŞLERDİ. BÖYLESİNE KANLI BİR BAŞARI BAŞKA HİÇ BİR CEPHEDE GÖRÜLMEMİŞTİR. ER RİLEY’İN EVİNE YAZDIĞI GİBİ “Seddül Bahr’de her yer bir ceset çöplüğüne benziyor ve açık bir mezarlık gibi kokuyor.” DU.

“LİMNİ ADASINA ÜSLENDİRİLMİŞ İNGİLİZ VE FRANSIZ BAYRAĞI ALTINDAKİ ASKERLERE, KÜÇÜMSENEREK ANLATILAN TÜRK ASKERİ BUYDU İŞTE.”

“Bir vurulup, bin doğarlardı güne…
Alınlarında parlak ışıklar raksederek,
Yüzlerinde mutluluk gülleri açardı.
Başlarında kır çiçeklerinden taç,
Cennet kokulan saçardı.
Bir vurulup bin doğarlardı güne.
Göklerde milyonlarca gülle,
Kafa, kol, bacak,
Paramparça olmuş et, tırnak…
Kan ve barut uçardı.”

“ZAFER, GÜÇLÜNÜN, İMANLININ OLDUĞU KADAR DA HAKLININDIR”

“Doğuluyor siperler, âlem ateş içinde
Binlerce güneş batıp, doğar başka biçimde.

Yürüsün çelik orman, süngüler hep bilensin
Çanakkale geçilmez bütün dünya öğrensin.

Kurulu yay gibiler aşınca siperleri
Ölüm rüzgârlanyla süpürdüler yerleri

Bir adım toprak için verilir binlerce can
Irmaklar, çaylar değil, denize dökülür kan.

Kim der ölüm korkusu ayağı tutar diye ?
Hangi varlık bilerek böyle koşar ölmeye.

Coşar binlerce yürek, damarda atan o ‘dur.
Uğruna kan dökülür, ölünür vatan olur.

Meydan ölümün şimdi, biçilen ekin değil
İnsan ruhunu yenmek çelikle mümkün değil.”

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu