Mehmet Ali ÇUBUKÇU
1940 yılında Gümüşhane’nin Süleymaniye Mahallesi’nde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Gümüşhane’de tamamladıktan sonra Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu.
Kelkit ve Gümüşhane’de (Kız Meslek) liselerde edebiyat öğretmenliği yaptı. Şiire gençlik yıllarında başladı. Çeşitli gazete ve dergilerde şiirleri yayınlandı.
Yalnızlıklar ozanı Mehmet Ali Çubukçu, arı bir dille yazmış olduğu birçok şiir arasında, halk şiiri tütündeki “Kavak Ağacı” şiiriyle dikkati çekmiştir.
STRES
Yine gece
İşte yine uyuyamadım
Bütün cinler başıma toplandı
Hora tepiyor
Zifiri karanlık boğazımı tıkıyor acımasızca
Derin bir boşluk var odada
Vücudum kaskatı gerili bir yay
Tavan başıma çökecek gibi
Dört duvar, dört heyula üzerime geliyor
Ve çoğu kez olduğu gibi
Saat üç çeyreği gösteriyor
Sabahleyin
Erken kalkmam gerek
Öyle ya okula gitmem gerek
Kafam bilmem kaç batman ağırlıkta
Hiçbir şeyi sağlıksız düşünemiyorum
Gözlerim kan çanağı, ayaklarım buz gibi
Yarın yine sabah olacak biliyorum
Biliyorum geceler gebedir aydınlığa
Ama iyi, ama kötü
Karanlıklar çevremden bir dağılsın istiyorum
Mezranın dik yamaçlarını görebilmek
Ya tanıdık çehrelerin sağa-sola koşuşmaları
Yapraksız elma ağaçlarının
Siluetlerini görür gibi oluyorum şimdiden
Hele bir sabah olsun doğacağım yeniden
Her şey karman-çorman kafamda
Şakaklarım öfkeyle inip kalkan
Bir balyozun altında zonkluyor
Başımda tarif edilmez ağır bir keçeleşme
Beynim çatladı çatlıyor
Karmaşık bir dünya yaşadığımız
Elbette belli
Bu dünyanın karışık sorunlarıyla
İç içe olduğumuz gerçek
Hisseden için yaşam
Trajedidir derler
Uykusuz kalmak için
O kadar neden var ki
Saymakla bitmez
Haydi, boş ver bunlara
Bırak kendini yaşamın doğal akışına
Dünya bildiği gibi döner, istemesen de
Unut üstündeki basıncını atmosferin
Bir deniz düşün alabildiğine mavi
Yum gözlerini zorla yumulmasa da
Şafağım söktüğü
Odanın ışımasından belli
HARŞİT ÇAYI ve BEN
Güneş batmak üzereyken
Bir yel eser dağlardan acımasız
Alır götürür beni uçurumlara
Ha düştüm, ha düşeceğim derken
Tutunurum dalına pirlerin
Gidiyorum izinden düşe kalka
Bizden önce gidenlerin
Bir yol ki taş dolu, diken dolu
Ayrık otu bitmez bir yol
Ne çiçeklerin kokusu
Ne suyun şırıltısı
Nede yeşillikler ortasında
Mor bir leylak – Işık iniyor semadan
Yarı karanlık, yarı berrak
Törpülüyor zaman sivri yanlarımızı
Ellerimiz küçülüyor gecede
Gözlerimiz büyük büyük kocaman
Yazın sıcaklığı avuçlarımızda duyuluyor
Yorgun akan kurşuni suyun
Sanki esiriyiz gecenin büyüklüğünde
İçimizdeki duygunun
Ruhum ıslanıyor tepeden tırnağa
İçim ürperiyor yalnızlıktan
Yüreğimde bir çırpınış
Dudaklarımda hüzünlü bir şarkı
Harşit Çayı’nın kenarındayım
Görünmüyor suyun dibi
Oturduğum yere bağdaş kurmuşum
Yassı çakıl taşları gibi
Ezelden beridir böyledir
Irmaklar hep denizlere akar
Doruklardan enginlere doğru
İstesek de, istemesek de
Su bir güçtür, gür ve özgür
Erit beni, yok et beni içinde
Al denizlere götür
çok kıymetli mehmet ali amcamın ellerinden öperim.şiirde usta bir kalem gerçekten.
Gümüşhane’nin gururu şair yazar,çok değerli öğretmen
Saygıdeğer insan Mehmet Ali ÇUBUKÇU Beyefendi’nin eline,göz nuruna sağlık..Allah başımızdan eksik etmesin..Güzel Gümüşanemiz için nice şiirler yazsın..Böylesine genç nesillere eserler bıraksın..O’nlar başımızda oldukça,güzel Gümüşhane’mizin adı ve güzellikleri diğer insanlara yansıyacaktır..Teşekkürler..
Nisan 2014 itibariyle 74 yaşına giren değerli Dayıma sağlık dolu huzurlu günler dilerim.
Şiirlerini zevkle okuyor ve yayınlıyorum.
HAMDİ YURDAKUL
Dsyıcığım senin oğlun babaya vasiyeti şiirini mutlaka yayınla..
Dsyıcığım bir oğlun babaya vasiyeti şiirini mutlaka yayınla..Öbür dünyada neyin varsa sat baba şiiri..