BİR ÖPÜCÜĞE BARIŞ’TAN, UMUTLARA DEĞMEZ KURŞUN’A
AKIN ERSÖZ _____________________________
Kime sorsanız, “Önce şairdir.” der Zekeriya Çavuşoğlu için. Bu ifade yanlış da sayılmaz. Şiirleri hep önde gelir öykülerinden. “Anadolu Destanı” ve “Sessiz Kalemlerin Öyküsü” yaşamın şiir tadında birer sunumudur. Ozanın dizeleri gümbür gümbür gelir ve sevdanın, aşkın ezgisi olur. Her kitap yeni güzellikler sunar, bir öncekini aşarak.
Öykülerini iki kitapta toplamıştır Zekeriya Çavuşoğlu. 1987 yılında yayımlanan “Bir Öpücüğe Barış” ilk öykü kitabıdır. On öykünün yer aldığı kitabı iki başlıkta toplamak mümkündür: Köy merkezli öyküler ve kent merkezli öyküler.
Yazar, köy merkezli öykülerde – “Alerji” öyküsünde olduğu gibi- köy yaşamından ve köyde bulunan genç bir öğretmenin yaşamından kesitler sunarak yaşanılan olayları aktarır. Kimi zaman da “Değirmen” öyküsündeki gibi köy gerçeği anlatılır. İnsanın yabancısı olduğu bir yerde, hele bir de ilk kez gurbete çıkmışsa farklı duyguları, düşünceleri ve gözlemleri yaşamasının güzel örneklerini sunar Zekeriya Çavuşoğlu.
Kent merkezli öykülerde genç ve bekar öğretmen evlenmiş, çoluk çocuğa karışmıştır. Sorumluluklar birken iki, üç, dört olmuştur. O eştir, o babadır. “Benim Yavrularım”da, “Güneşin Saçları”nda, “Çalınan Mutluluk”ta , “Bir Öpücüğe Barış”ta kentli öğretmenin yaşamından kesitler vardır. Yaşamın koşuşturmasından bunalan, sıkılan; ama eşiyle, çocuklarıyla olduğunda sıkıntıları dağılan bir eşin, bir babanın yaşama sevincinden kesitler sunulur.
“Bir Öpücüğe Barış” kitabında köy merkezli öyküler olay etrafında gelişen klasik öykünün izlerini taşırken; kent merkezli öyküler yaşamdan kesitler, durumlar sunularak modern öykünün özelliklerini gösterir. Teknik olarak farklılıklar gösterse de öyküler, yaşama sevincinden, sevgiden, dostluktan, umuttan söz eder.
Zekeriya Çavuşoğlu, ikinci öykü kitabını1995 yılında çıkarmıştır. “Umutlara Değmez Kurşun” adlı yapıtında beş öyküsü yer alır. İlk öyküsü “Her Şey Dönüyor”da köyde görev yapan Bahattin Öğretmen’in kente gelişi ve karşı cinsle birlikteliği anlatılır. Bahattin Öğretmen’i “sevgi dolu, sevecen, sevinçli” diye anlatır yazar.
“Seni Öldürdüm Yürek” öyküsünde “mutluluklar da, güzellikler de, sevgiler de uzakta” diyen adamın yüreğindeki sancı, düşüncelerindeki karmaşa ve içindeki huzursuzluk dile getirilir.
“….Seni öldürdüm yürek. Sildim bilincimden tüm güzellikleri. İyilikler yok artık. Tüm doğrular, sabır, umut, inanç her şey silinsin gitsin dünyamdan.” diyen adam, bir kadının teninde sıkıntılarından arınır.
“…Göz kapakları ağırlaştı. Düşünceleri sessizliğin kollarında yeni diyarlara doğru uçurdu onu. Her şey silindi…”
“Hayallere Gem Vurulmaz”da köyden bir görünüm sunar yazar, “İlham Perileri” ve “Umutlara Değmez Kurşun” öykülerinde coğrafyalar farklı da olsa yaşamdan kesitler sunmaya devam eder. “İlham Perileri”nde yazmaya, üretmeye çalışan deneyimli bir öğretmenin duyguları, düşünceleri, özlemleri, iç konuşmaları vardır. “Umutlara Değmez Kurşun’da bilinçaltının derinliklerinde sorularına çözüm arayan insanın bunalımları, sıkıntıları anlatılır.
“Umutlara Değmez Kurşun” yaşamı anlatan belki de yaşamını anlatan yazarın; anları, durumları, kesitleri birer sunumudur. Bu nedenle öyküler modern öykünün özelliklerini gösterir.
Zekeriya Çavuşoğlu’nun şiirleri önde gelir kuşkusuz. O, önce şairdir; ama yine o yaşamdan kesitler sunan, akıcı ve sürükleyici öykülerin de yazarıdır. “Bir Öpücüğe Barış” ve “Umutlara Değmez Kurşun” bunun birer örneğidir. Dileğimiz Zekeriya Çavuşoğlu’nun yeni öyküleriyle soluğumuza soluk katmasıdır.
Akın Ersöz, benim Rize Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu’nda türkçe öğretmenimdi. Aynı kişi mi bilmiyorum. İsmini gördüğümde çok sevindim. İnşallah odur.
Akın Bey’e ulaştım.Sizin okulunuzda çalışmış.Yıllar sonra böyle bir buluşmaya sitem aracılığıyla aracılık etmek mutlu etti beni.E-posta adresini ona ileteceğim.Selamlar.