TARİH DENEN O HAİN KURMACA
kurşun ve şarapnel parçalarının uçuştuğu
o cehennemî dünyanın tam orta yerinde
yaşama korkunç bir istekle sarılan
çaresiz insandır
ıslak, kaygan pusularda
bir başka insanın kurdu
tir tir titreyen o karanlık gecenin
puslu, silik perdelerini arala da bak
tarih denen o hain kurmacanın
çürüyüp kokuşmuş çöplüklerinde
kan, gözyaşı ve zulüm
cellat, kurban ve ölüm
ve nice gölgelenmiş gerçek
koyun koyuna yatmaktadır
sümüklü, iğrenç bir sıçan gibi
gayya kuyularında yaşamak mı hayat
hepimiz tepeden tırnağa battık besbelli
ölüm, ateş ve kan sayrılarıyla
yüreğimizden beynimize süzülen zehir
kimi Bosna’da cellat olduk, kimi Afrika’da
ya da bir bebenin gözlerindeki
o tanımsız hayret
insanlığın en derin, en zaptedilmez yerlerinde
bin bir umutla beslenen rahmet değil
Azrail’in son tırpanıdır
Vietnam’da, Afganistan’da, Filistin’de
kan ve barut kokularıyla harman olmuş
üstümüze çöreklenen bu korkunç lanet